
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, A Haber'in canlı yayınında eğitime ilişkin konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Kreşleri kapatacaklar." bildirimi hatırlatılarak, "Millî Eğitim Bakanlığı belediyelerinin açtığı kreşleri kapatıyor mu?" Sorusuna yanıt veren Bakan Tekin, "Ben Özgür Özel'e gerçekten acıyorum şu anda. Kendi siyasi partisinin içinde ya birileri tarafından bir hareket içinde ya okunuluyorta sorun yaşıyor ya da okuyor anlıyor ama milleti yanlış bilgilendirmek için bu tür spekülatif olarak çalışmaya başlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Bizim belediyelere gönderdiğimiz yazı, Sayın Özgür Özel'in ifade ettiği gibi kreşlerle ilgili değildir, kreşlerle ilgili olamaz." diyen Bakan Tekin, şöyle devam etti:
"36 ay altında bakım işlevini yerine getiren kreşler, Bakanlığımızın yetkisi ve sorumluluğu kayıtlıdır. Bizim herhangi bir belediyeye 'Kreşinizi kapatın, ya da kreşinizi açın ya da kreşinizi açarken şu şekilde kiralamaya uygun olarak kreş açacaksınız.' demek aynı gibi bir yetkimiz yok. ifadeyi Sayın İmamoğlu da kullanmış. Bunu ya bilmeyip cehaletlerinden söylüyorlar ya da biliyorlar ama emek harcamak için söylüyorlar, Alenen yalan söylüyorlar bunun anlamıdır."
Söz konusu yazının anaokullarıyla ilgili olduğunu, işaret ettiğini yazdığını yazan Tekin, CHP'nin anaokulu ya da ana sınıfı açılmasıyla ilgili belediyelere hak veren 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 14. maddesinin iptali için 2005'te Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuruda bulundu, 2007 AYM'nin CHP'nin yatırımı üzerine bu maddeyi iptal ettiğini anlattı.
Bakan Tekin, bu hesaptan hiçbir belediyeye, Kanun yetkisi vermediği için, anaokulu açma ruhsatını veremeyeceğini söyledi.
"İşte bu izni diyor ki Sayın Özgür Özel veya Ekrem İmamoğlu ya kendi siyasi partilerinin geçmişlerini bilmiyorlar, ne dönemlerini bilmiyorlar, 2005'te hangi gerekçeyle böyle bir iptal olduğunu açtıklarını bilmiyorlar. Bilmeler, okumayabilirler veyahut okuduklarını anlamamışlar yahut okuduklarını bilmezler ama işlerine gelmediği için millete böyle Bir yalan söylemeyi, kendi siyasi rantları açısından doğru buldular. Cumhuriyet Halk Partisi kendi kişisel siyasi iktidar kavgalarının kurbanı oldu ve Sayın Özel'e bu tür yanlış Bilgiler kamuoyunda itibarı sarsılıyor. belediyeler anaokulu ve anasınıfı açamaz. Bu yeni bir olay da değil, 2007'den beri uygulanan bir süreç. Bu esnada biz bu süreç içinde belediyeler doğrudan kendisinin açtığı hiçbir anaokuluna ruhsat ruhsatı vermez.
Bize diş hekimi ile ilgili şikayet geldikçe biz denetliyoruz. Gidiyoruz ki 'Siz yasal olarak böyle bir ücretsizsiniz yok. Böyle bir gizlilik olmadığı için bu sistemin kapatılması gerekiyor.' Çağırıyoruz, kapatıyoruz. Her yıl rutin olarak müfettişlerimiz gideriliyor ve bu tür şikâyetlere konu olan okullar kapanıyor, şimdi de aynı şeyleri yapıyoruz. Kaldı ki Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili iptal davası için kullanılan isimlerden birinde de diyor ki 'Belediyeler bu tür okulları yapabilirler ama bu okulları Millî Eğitim'e devretsinler'. Satın almak çok istiyorsanız okulları bize devretsinler, okullar bizim olsun. Biz oralarda eğitim öğretim uygulamalarını devam ettiririz, problemimizi yok. Şimdi bunu böyle sunmak, hukuk ilkelerinin esaslarına uygun davrandığımız için bizi bu şekilde eleştirmek, bir siyasi partiye daha düzenli demokratik siyaset yapan iddia eden bir siyasetçinin ağzına yakışmıyor. Gerçekten çok üzüntü verici ve çok yanlış bir ifade. Kamuoyunu da yanlış bilgilendiriyor. Bu sayede bu konuda biz tamamen hukuk mevzuatının, hukukun gereği olarak üstümüze düşen görevi yerine getirdik, yazımızı yazdık. Tekrar tekrar çizeyim, kreşlerle ilgili bizim bir yazı yazdığımız iddiası külliyen yalandır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin hukuk, hukuk belgeleri kendisine göre yorumluyor, kendi başına geldiği gibi yorumluyor, kusura bakmasın yani bununla ilgili bu ifadeleri kullanan da kendi adına dolayısıyla üzüntü bir verici şey, acıdım ben bu türü ifade etmeyen."
Bakan Tekin, "Kanun'a uygun bir durumda olmayan anaokulları ya da ana sınıfları kapatıldığı takdirde mağduriyet yaşayanlar ve çocuklar olacak. Siz o zaman Bakanlık olarak bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusuna, Bakanlık olarak kimseyi muaf tutacaklarını, okulları devretmeleri durumunda yeterliliğini yaparak parçaları ve velilere hiçbir şekilde mağduriyet yaşatmadan çözeceklerini bildirdi.
Öğretmen ataması
Hafta sonunda 20 bin öğretmen atamasının yaşandığı hatırlatılarak, "Özgür Özel bu konuda da konuşmasına yer verdi ve 'Atanmak isteyenlerin sadece 50'de 1'inin atandığı bir gün yaşadı.' dedi. 100 binden bahsediyor. 100 bin beklerken bu konuda ne düşünüyorsunuz?" Tekin, "Burada biz kaç öğretmen atayacağımıza bu işin şovunu yapan kişilerin kamuoyunda dillendirdiği sözler üzerinden yapmıyoruz." yanıtını verdi.
Öğretmen atamalarında ihtiyaçlar kadar, kamu bütçesinin ayırabileceği önemine dikkat çeken Tekin, bu konuları Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ortak yürüttüklerini, gelecek yıl da aynı şekilde kaç öğretmen atamasının yapacağı bütçe kanununun netleşmesinin ardından belli bir şekilde ilerlemesini sağladı.
Bakan Tekin, 20 bin öğretmen atamasındaki branş ve il tabanlı dağılıma devam ederek karşılık vererek, öğretmen atamalarında 120'nin üzerindeki branşta atamalar gerçekleştirdiklerini söyledi.
MEBBİS üzerinden okul müdürlerinin, öğrenci sayıları ve haftalık ders saati üzerinden hangi branştan eğitmenlere ihtiyaç duyduğunu sistemlere girdiğini aktaran Tekin, şöyle konuştu:
"Sonuçta yaklaşık 65 bin okulumuz bu bilgileri aldıktan sonra 120 derecelik atama branşından ne kadar öğretmene yeterli olduğu ortaya çıkar. Sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığıyla yaptığımız istişarelerde kadro sayısı bu yıl 20 bindi. Sistemin orantısını kurarız. En çok hangi disiplina kuruluysa, sonuç da atama sayıları en çok o orantıyı kurarız. Nihayetinde de branş temelli olarak 20 bin öğretmenin merkezini oluşturduktan sonra ikinci adımımız, şimdi yeni yaptığımız şey... İl temelli olarak hangi illerde daha çok ihtiyaç varsa o illeri önceleyerek bu branş temelli atamalarımızı çalıştırıyoruz. "
Bu yıl en çok atama yapılan il Şanlıurfa ve Şırnak
Bakan Yusuf Tekin, hangi illere daha çok atama yapıldığını sürdürürken, "Bu son atamada en çok öğretmen atadığımız iki il; Şanlıurfa ve Şırnak." geldi. Tekin, branş temelli olarak da sınıf öğretmenliği, özel eğitim öğretmenliği ile psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmenliği bu yıl daha çok ihtiyaç yetişkinliğini söyledi.
"Sizinle ilgili bir diğer tartışmaya neden olan hususla laiklik üzerinden tartışmanız oldu. Siz evrensel bir laiklik tanımından sizi söyledikleriniz ve muhalefeti onlara has bir laiklik tanımı yaratmakla suçladınız. Onlar cevap verdiler ve medyaya da yansıyan haberlere göre sizin hakkınızda da suçsunda bulundu CHP. miktarız nedir?" Tekin, şu yanıtı verdi:
"Ben uzun süreli üniversitelerde anayasa hukuk, insan hakları, siyaset bilimi dersleri anlattım. Bu derslerin içinde laiklikle ilgili dersler yoğun bir şekilde var. Benim bu çeşitlilik okumalarım laikliğin, dini inanç ve ibadet hürriyetinin garanti kapsamında toplanması, güvence kapsamında toplanması kapsamında. Ben bu anlamda laiklik Noel'e saygı duyuyor ve eğitim öğretim sistemi de bu birleşmeyi isteyen bir insanım. Şimdi burada benim rahatsız ettiğimiz konu şu kısım: Cumhuriyet Halk Partisinin kendi uygulamalarının, geçmişteki uygulamaların hareketle Cumhuriyet Halk Partisinin farklı bir laiklik anlayışı olduğu Bu laiklik anlayışının dini inanç ve ibadet hürriyetlerini temin etmek yerine, yer bu hürriyetleri prangalar şeklinde tezahürler görüldü ve örnekler verildi. İşte yakın zamandaki örnekler 28 Şubat sürecinde yaşanan 'ikna odaları savunması' vesaire bunlar var ama bir tanesinin Cumhuriyet Halk Partisinden hayatta kalamadım. Alamadığım için de laflara hakarete varan ifadeler kullanıyorlar. CHP'nin eski tarihli söylemlerinden vazgeçmesinin göstergesi olarak bunu açıklamak zorunda, 2008'de Açanayasada bugün Cumhur İttifakı diye kadınların iki büyük siyasi partinin ittifakla yaptığı anayasa değişiklikleri, 42. maddeye bir fıkra eklenmesi ve başörtüsüyle, eğitim hakkı arasında bir ilişkilerin kurulması. 'Kimse kılık kıyafetinden dolayı eğitim ve öğretimden mahrum kalamaz.' dedi. Bunu Anayasa Mahkemesine taşıyan bir makam. Taşırken neyi söylüyor? Diyor ki başörtülü bir biçimli eğitim öğretim almak laiklik ilkesine aykırıdır. Şimdi ben diyorum ki evrensel laiklik ilkesiyle sizin anladığınız laiklik arasında bir sorun var. Ben laikliğin evrensel anlamda laiklik ifadesiyle özdeş bir biçimde değişebilirliği ve böyle yapabildiğinizi söyleyebiliyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan kişiler de diyorlar ki '2008 yılında biz nasıl anayasa mahkemesinde bunu savunmasını yaptıysak başörtüsü, laikliğe aykırıdır başörtüsü takmak, toplumunu bozar.' O zaman ben bu laiklik anlayışıyla benim kapsam çizgideki evrensel laiklik anlayışı arasında asla bağdaşamayacak bir nokta anlayışı."
Bakan Tekin, Millî Eğitim Akademisi'nin hangi amaca yönelik yaygınlığına ilişkin soru üzerine, öğretmen yetiştirme sürecinin dünyada nasıl uygulama ağırlıklı hâle geldiğini, Türkiye'de öğretmen yetiştirme sürecini uygulama ağırlıklı hâle getirmek için Akademiyi sürdürdüklerini bildirdi.
Akademinin, hem mesleğe yeni başlayan hem de mesleğinde belli aralıklarla eksikliklerini hisseden çalışanlare hizmet içi eğitimi değiştiren Bakan Tekin, ayrıca okuldaki derslerin de verilen kurslara göre daha sonra başladıklarını söyledi.